Değerli Velilerimiz,

Okulumuza hoş geldiniz. Anasınıfı ve 1. Sınıf öğrencilerimizin okula başlama heyecanını aynı bizler gibi sizlerin de yaşadığını tahmin ediyoruz. Uyum sürecindeki hedefimiz öğrencilerimizin okul sistemine uyum sağlamasıdır. Bunun gerçekleşmesinde okul aile işbirliğinin sağlanması çok önemlidir.

Okulun ilk zamanlarında anasınıfı ve 1. Sınıf öğrencilerinde okul fobisi oluşabilir. Okul korkusu olarak da adlandırılan okul fobisi, çeşitli nedenlerden ötürü çocuğun okula gitmek istememesi, okula gitmeme konusunda direnmesi şeklinde tanımlanabilir. Okul fobisi olan çocuklarda görülen bazı ortak özellikler şunlardır: Çoğunlukla okul sabahları gözlenen ve tatil günleri kaybolan ağrılar: baş ağrısı, karın ağrısı gibi… Çocuğun evden ayrılmak istemeyişinin birçok nedeni vardır. En önemli nedenlerden biri anneyi yitirme korkusudur. Çocuk okula gitmek üzere evden çıktığında, annesinin evi terk edeceğini zanneder; okul dönüşü annesini evde bulamayacağı düşüncesiyle, okula gitmek istemez. Çocuk okula gitmeden bir süre önce annesinin: “Söz dinlemezsen seni bırakıp gideceğim” şeklinde bir tehdidi ile karşılaşmışsa, bu tehdit çocuğun aklından çıkmaz, çocuk da okula gitmemekte direnir. Önemli nedenlerden bir diğeri de, evde küçük bir kardeşin bulunmasıdır.

Her problemin çözümünde olduğu gibi, okul fobisinin giderilmesinde de aileye ve okula pek çok görev düşer. Bu arada anne ve baba çocuğa karşı sakin, soğukkanlı ve anlayışlı bir şekilde davranmalıdır. Anne ve baba, çocuğun okuldan uzak kalmaması gerektiğini bilmeli, çocuğu evde alıkoymamak için her çareye başvurmalıdır. Ancak bu çareler ne dayaktır, ne de ceza. Çocuğu okul servisine zorla bindirmek, okula götürüp bırakmak, tehdit veya vaatlerle okulda kalmasını sağlamak sağlıklı çözümler değildir. En uygun çözüm: kararlı davranmak, ölçülü bir disiplin uygulamak ve çocuğu sakin bir şekilde elinden tutup okula götürmenin yollarını aramaktır, bulunacak yol çocuktan çocuğa farklılık gösterecektir.

Okula ilk başladığı hafta uyum haftası olacağı için çocuğunuz okula gelmek konusunda zorluk çıkarmayabilir ancak ilk haftadan sonra çizgi çalışmaları gibi yazma egzersizleri ses çalışması gibi okuma egzersizleri yapılmaya başlanacaktır. Çeşitli ödevler üst üste gelecektir. Bu da çocuklarımızda “Okul hiç anasınıfına benzemiyor. Ben okula gitmek istemiyorum” gibi tepkilere yol açabileceği gibi yeni şeyler öğrenmenin verdiği bir heyecana bağlı olarak okulu aşırı sevme şeklinde de kendini gösterebilir. Eğer çocuğumuz çizgi çalışmalarında zorlanıyor eksik veya yamuk yapıyorsa sakın yaptıklarını sildirmeyin veya silmeyin. Onun yerine ilk haftalarda teşvik etmek ve “Güzel oldu ama bir sonraki sırada biraz daha güzelini yapmaya çalışalım” gibi yönlendirmeler yapmak olumlu olacaktır. Aksi takdirde çocuk başarısız olduğunu ve bunun hep böyle süreceğini düşünerek okula gelmeyi ya da ödev yapmayı reddedebilir. Unutulmamalıdır ki yeni şeyler öğrenmek hepimiz için ilk başlarda zor gelebilir. Onlarında doğruyu öğrenmek için zamana ve çalışma yapmaya ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız. Baskı ve korkutma ile yol alamayız.

İlk günlerde zorlanmalar normal karşılanmalı, kademeli olarak sorun sınıf öğretmeni ile işbirliği içerisinde aşılmalıdır. Böyle durumlarda çocuğu hemen eve götürmek veya okul saati boyunca yanında beklemek kalıcı çözümler değildir. Böyle durumlarda sınıf öğretmeninin yönlendirmelerine uymak sorun devam ediyorsa Okul Rehberlik Birimi ile irtibata geçmek gerekir.

Okul Rehberlik Birimi olarak, siz değerli velilerimize yönelik Eylül ayından itibaren Okula Uyum, Psikolojik Sağlamlık, Okul Başarısını Arttırmada Ailenin Rolü, Mahremiyet Eğitimi gibi konularda veli seminerlerimiz olacaktır, sizlere duyuruları yapılacak bu seminerlere katılımınızı bekleriz.

Nursev Ciritci

Yasemin Kanlı

Okul Psikolojik Danışma ve Rehberlik Birimi